BİR SANAT ESERİ OLARAK KOKU

Norveçli sanatçı Sissel Tolaas bir koku tasarımcısı. Şimdilerde New York’ta Central Park’ın sonbahar kokusunu sergiliyor. Daha önce İstanbul ve Grönland için de benzer çalışmalar yapmıştı.

Berlin’de yaşayan ve Kuzey Avrupa’nın çeşitli kentlerinde matematik, dilbilimi, kimya ve görsel sanatlar eğitimi alan Tolaas farklı disiplinlere ait donanımını benzersiz bir biçimde kullanmayı başarmış. Kokunun da görsel sanatlar gibi bir ifade biçimi olabileceğini düşünen Tolaas şehirlerin ve yerlerin kokularını önce keşfediyor, sonra 2004 yılında kurmuş olduğu laboratuvarında bu özel kokuları gerçeğe en yakın şekilde üretip kapsüllerde saklıyor. Laboratuvarda bu şekilde üretilmiş 7.000’den fazla kokudan oluşan bir koku arşivi bulunuyor.

New York’taki sergide üretim aşamasının da bir modeli sergilenirken Tolaas’ın Central Park’tan Ekim ayında topladığı örneklerden elde ettiği koku duvarların üzerinden koklanabiliyor. Elde edilen ilk örnekler özel bir boya oluşturacak şekilde lateks yapıştırıcı ile karıştırılıp duvarlara uygulanmış. Bu şekilde dokunarak duvarın üzerindeki kokuyu aktive edebiliyorsunuz.

central-park-koku_opt

Sanatçının kokuyla olan iletişimimizi anlamak ve geliştirmek üzerine yaptığı çalışmalardan biri de 2014’te 2. İstanbul Tasarım Bienali’nde sergilenen Nasalo Koku Sözlüğü idi. Bunun için kokuları “iyi” ya da “kötü”nün ötesinde algılamayı amaçlayan çalışma için yeni bir dağarcık oluşturulmuştu: Kebap ve parfümün birleşimi olan kokuyu tanımlayan “docasa” kelimesi gibi. Sissel Tolaas hazırlık aşamasında Tophane ve Karaköy’den topladığı kokuları farklı insanlara koklattığında kolonya, ayakkabı, deniz ile; deri, çilek, seks gibi birbirinden çok farklı cevaplar almış…


Alt Not: Patrick Süskind’in Koku romanını okuyup yazarın koku ile dil arasında kurduğu bağa hayret etmeyen yoktur herhalde… Kelimeler de güzel kokabilir pekala.